2 Eylül 2011 Cuma

Yüce Türk her şey gönlünce olsun / Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır / M. K. ATATÜRK

“ Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır…

Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur...

Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır.

Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar. “

Mustafa Kemal

Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları – Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji Dergisi

LOKMACILAR LOKMA DÖKER AMANIN AMAN / Atila Girgin

Haydi lokmacı başı,

Zamanıdır dökmenin

Altın sarısı lokmayı.

Amanın aman


Lokmacılar lokma döker

Hünerli elleriyle, 

Yemesi ne de güzel.

Amanın aman


Dök lokmacı lokmayı,

Dostlar afiyetle yesin.

Hayır dualarını da ediversin,

Yemesi de, anması da sevap,

Amanın aman.


Yemesi sevap altın sarısı lokmayı,

Anması da sevap 

sonsuzluğa uğurlanan faniyi.

Lokma bahane,

asıl olan anmaktır 

hem dostu, hemde dostluğu,

Haydin dostlar afiyet olsun. 

Amanın aman


BU GÖRSELDE , rahmetli Hüseyin Girgin'in 40. Ölüm gününde döktürülen lokma hayırından fotoğraf kareleri izlemektesiniz.

Işıklar içerisinde yatsın sevgili büyüğümüz. Büyüğümüze tanrıdan rahmet, dost ve yakınlarına başsağlığı dileriz.

YÜCE ATAM VATAN SANA MİNNETTARDIR

“ Uluslar arası Anlayış ve Barış Yolunda Çaba Harcamış Üstün Bir Kişi, Olağanüstü Bir Devrimci, Sömürgecilik ve Emperyalizme Karşı Savaşan İlk Lider, İnsan Haklarına Saygılı, Dünya Barışının Öncüsü, İnsanlar arasında Renk, Din, Irk Ayrımı Gözetmeyen Eşsiz Devlet Adamı, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu… “ UNESCO KARARI 1979 ( Doğumunun 100. yılında 1981 yılını “ Dünya Atatürk Yılı “ olarak, Atatürk’ün tüm dünyada anılması amaciyle 156 ülkenin katılımıyla gerçekleşen toplantısında oybirliği ile alınan karar)

M. Kemal Atatürk'ün Bursa Söylevi

Bu video'da M Kemal Atatürk 'ün Ankaraya ilk gelişinde karşılandığı anın görüntülerini izliyeceksiniz.

Mustafa Kemal Atatürk'ün 5 Şubat 1933 günü Bursa'da yaptığı konuşma:

Şubat 1933'ün ilk günlerinde Bursa Ulucami' de toplanan 100 kadar kişi camilerde Türkçe Ezanokunmasına karşı bir ayaklanma girişiminde bulunurlar. Ayaklanma kısa sürede bastırılır. Atatürk olayın hemen ardından Bursa'ya gider. Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte akşam yemeği yenildiği sırada bir kişi Atatürk’e ayaklanmayla ilgili olarak şöyle diyecek olur: "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü...". Atatürk'ün hemen konuşmakta olan kişinin sözünü kestiği ve günümüzde "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yapmıştır.

Bu konuşmayla ilgili olarak Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı " Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi " adlı kitabında şu yorumu yorumu yapar: "Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile 'zaaf' içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlardan kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine 'sınırsız' bir güven besleyen, böylesine 'çek' veren, gençliği böylesine 'son çare' olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır."

Mustafa Kemal Atatürk'ün 

Bursa Söylevi:

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir.

Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.

Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır.

Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır.

Mahkeme onu yargılayacaktır.

Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek” Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.

Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Atat%C3%BCrk'%C3%BCn_Bursa_Nutku