24 Ocak 2012 Salı

ÇAYIRDA GEZE GEZE – SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ

ÇAYIRDA GEZE GEZE 

SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ


1940/1950/1960’LARIN Sarayköyünde (Sarayköy/Denizli), beğeniyle söylenen ve dinlenen özgün bir Sarayköy Türkümüzü Nezahat Bayramın sesinden dinleyeceksiniz.

Sevgili Celalettin Tezer dostumuzun belgeliğinde bizimle paylaştığı bu güzel Sarayköy tütküsünü yeni düzenlemesiylede beğeniyle izleyeceğiniz inanıyorum.

Bu düzenlemeyle, O yılların Sarayköyüne zaman tünelinde bir seyahat yapmış olmak ve o güzel günlerimizi de bu şekilde anmış olalım istedim.

İyi seyirler. Esenlik dileklerimle.

22 Ocak 2012 Pazar

HAMAMIN GUBBELERİ – SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ

HAMAMIN GUBBELERİ 
SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ

1950/1960’LARIN Sarayköyünde (Sarayköy/Denizli), beğeniyle söylenen ve dinlenen Rüştü Demirci derlemesi özgün bir Sarayköy Türkümüzü Asuman Çevikalp’in sesinden dinleyeceksiniz.
Sevgili Celalettin Tezer dostumuz, hazrladığı bu videoyla, bu güzel memleket türkümüzü belgesel nitelik kazandırarak, Sarayköyün kültürel belgeliğini zenginleştirmiş olmaktadır. Kendilerine sonsuz teşekkürler.
İyi seyirler. Esenlik dileklerimle.



ÇAYIRDA GEZE GEZE – SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ

ÇAYIRDA GEZE GEZE  

SARAYKÖY (DENİZLİ) TÜRKÜSÜ

1940/1950/1960’ların Sarayköyünde (Sarayköy/Denizli), beğeniyle söylenen ve dinlenen özgün bir Sarayköy Türkümüzü Nezahat Bayramın sesinden dinleyeceksiniz.

Sevgili Celalettin Tezer dostumuz, Sarayköy görsellikleriyle destekleyerek hazrladığı bu videoyla, bu güzel memleket türkümüzü belgesel nitelik kazandırarak, Sarayköyün kültürel belgeliğini zenginleştirmiş olmaktadır. Kendilerine sonsuz teşekkürler.

Bu düzenlemeyle, O yılların Sarayköyüne zaman tünelinde bir seyahat yapmış olmak ve o güzel günlerimizi de bu şekilde anmış olalım istedim.

İyi seyirler.

Esenlik dileklerimle.

17 Ocak 2012 Salı

AH BİZ EŞEKLER

 
***************

"EŞEK" DEYİP GEÇMEYİN!.. Her ne kadar insanoğlu türlü akılsızlıkları eşeklikle nitelendirse de en güzel gözlere sahip bu sevimli hayvan, yerine göre çoğu insandan daha akıllıdır... Örneğin ''Eşek, iyi bir yol mühendisidir. Yokuşları en fazla % 7 eğimle ve kısa mesafelerde virajlar alarak çıkar.'' dediklerinde. .. Ben de inanmamış ve nivelman yaptırmıştım yani topoğrafik aletle ölçüm. Sonuç şaşırtıcıydı: % 7 Hani bu konuda çoğumuzun bildiği meşhur bir Anadolu fıkrası vardır: 1950''li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye''ye. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış. O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok. Nafı''a mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış . Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş: - Ne yapıyorlar böyle? - Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar. - Nasıl yani, anlayamadım? - Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz demişler. Amerikalı katılarak gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş: - Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz? Yetkili bozgun... Cevap vermiş: - Amerika''dan mühendis getirtiyoruz. ******* Eşek iyi bir kılavuzdur: Gittiği bir yolu hiç unutmaz ve o yoldan şaşmaz. Bu nedenle deve veya katır kervanlarının önüne daha önce bu yoldan gitmiş bir eşeği kılavuz olarak koyarlarmış. ******* Evet, eşek akıllıdır... düştüğü çamura bir daha, asla düşmez. "Eşşek bir defa çamura düşer!" Deyimi bundandır. Biz eşek miyiz diye düşündüm, genele vurursak o kadar bile olamamışız, çamurdan çıkamıyoruz... ******* ALINTI OLUP, GÜZEL GÖZLÜ VE AKILLI EŞEKLERLE İLGİSİ YOKTUR. SÖZÜMÜZ, KENDİ EŞŞEKLİKLERİNİ ANLAMAYAN CAHİL EŞEKLEREDİR.

***************

Kaynak: internetten bir iletimi paylaşımı.

NAMIK KEMAL - BÜYÜK VATAN ŞAİRİ

Türk Edebiyatımızın önemli şair ve yazarlarındandır. Tekirdağ’da doğdu. Çocukluğu dedesinin ya­nda, Kars ve Sofya’da özel dersler alarak geçti. İstanbul’a dönünce Tercüme Odası’na memur oldu (1863). Şinasi ile Tasvir-i Efkâr’da yazılar yazdı. 1865te aynı gazeteyi çıkardı. Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyelerinin sü­rülme sebebiyle Ziya Paşa ile Paris’e kaçtı (1867). Londra’­da Ziya Paşa ile Hürriyet gazetesini çıkardı (1868). 1870de İstanbul’a döndü, mutasarrıf olarak Gelibolu’ya gönderildi. Azledilirler tekrar İstanbul’a geldi. Namık Kemal1877de Midilli’ye sürüldü ve 1879da oraya mutasarrıf oldu. Rodos (1884) ve Sakız (1887) adalarında da aynı görevi yaptı. Sakız’da oldü. Mezarı Bolayır’dadır. Namık Kemal, Tanzimat Edebiyatı‘nın her türde eser veren gür sesli dâva adamı ve şâiridir. Sanatını toplumun hizmetine vermiş, şe­kil ve ifâde bakımından eski, öz ve ruh yönünden de yeni eserler vermiştir. Eserlerinde hürriyet, vatan, millete hiz­met, haksızlıkla savaş, adalet vb. fikirleri dile getirildi. Namık Kemal, dilde ve edebiyatta sadeleşmeyi savundu. Yeni nazım biçimleri denedi. Edebi­yatımızın batılılaşmasında rolü büyüktür.

Şiirleri ilk defa Sadettin Nüzhet Ergun tarafından toplanıp “Namık Kemal- Hayâtı ve Şiirleri” adı ile yayımlandı (1933).

Piyesle­ri: 1. Vatan Yahut Silistre (1873), 2. Zavallı Çocuk (1873), 3. Akif Bey (1874), 4. Gülnihâl (1875), 5. Celâleddin Harzemşah (1885), 6. Karabelâ (1910).

Romanları: 1. İntibah (1876), 2. Cezmi (1880).

Tenkit eserleri: 1. Tahrîb-i Harabat (1885), 2. Tâkib (1885), 3. Renan Müdafaanâmesİ (1962).

Tarih ve bi­yografi:1. Kanije (1874), 2. Silistre Muhasarası (1874,1946), 3. Osmanlı Tarihi (Yeni baskısı: 1971,1974, üç cilt), 4. Büyük İslam Tarihi (Yeni baskı: 1975), 5. Evrak-ı Perişan (1871), 6. Yavuz Sultan Selim (1968 yeni baskı). Mektuplarını F. A. Tansel “Hususî Mektuplarına Göre Namık Kemal ve A. Ha­nı id’1 (1949.4 cilt) ile O. F. Akün “Namık Kemal’in Mektupla­rı” (1972) neşretti. Mehmet Kaplan‘ın doktora tezinin konu­şu da “Namık Kemal Hayatı ve Eserleri” (1948)’dir. M. N Özön, “Namık Kemal ve İbret Gazetesi” (1938) adlı kitapta makalelerini topladı.

Kaynak: http://www.edebiyatfakultesi.com/namik-kemal.htm