12 Haziran 2013 Çarşamba

M. KEMAL ATATÜRK'DEN ÖZLÜ SÖZLER








M. KEMAL ATATÜRK'DEN ÖZLÜ SÖZLER

Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür(1936)
********************
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir(1923)
********************
Biz uygarlıktan, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz(1925)
********************
Biz dünya ailesi içinde uygarız. Her görüş noktasından uygarlığın gereklerini tatbik edeceğiz(1925).
********************
Toplumsal hayatın başlangıcı aile hayatıdır(1925)
********************
Şunu inanmak lazımdırki, dünya yüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir(1923)
********************
Savaş zaruri ve hayati olmakıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir(1924)
********************
Hiç bir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde etmek için belli başlı bir vasıtadır(1921)
********************
Zafer, "zafer benimdir"diyebilenindir. Başarı "başaracağım" diye başlayanın ve "başardım" diyebilenindir(1925).
********************
Ne mutlu Türküm diyene(1933)
********************
Türk! öğün, çalış, güven(1934)
********************
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur(1935)
********************
Türklük benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiç bir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım(1931)
********************
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir(1930)
********************
Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca, hürriyet ve istiklale sembol olmuş bir milletiz(1927)
********************
Hürriyet ve istiklal benim karekterimdir(1921)
********************
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir(1923)
********************
Türkler, bütün medeni milletlerin dostudurlar(1923)
********************
Biz kimsenin düşmanı değiliz. Yanlız insanlğın düşmanı olanların düşmanıyız(1932)
********************
Tam bağımsızlık,ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür(1922)
********************
Siyasi askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner(1923)
********************
Hiç bir şeye ihtiyacımız yok, yanlız bir şeye ihtiyacımız vardır: çalışkan olmak!(1923)
********************
Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima mağlup oldu(1923)
********************
Servetin meşru yolu, bilgiyle ve fedakarlıkla çalışmak ve tasarruf etmektir(1930)
********************
Cumhuriyet Hükümetinin namuslu,vatansever, cumhuriyetçi iş adamlarına daima yardımcı olacağına şüphe edilmemelidir(1926)
********************
DEMİRYOLLARI MEMLEKETİN TÜFEKTEN, TOPTAN DAHA ÖNEMLİ GÜVENLİK SİLAHIDIR. DEMİRYOLLARI, TÜRK MİLLETİNİN REFAH VE UYGARLIK YOLLARIDIR(1931)
********************
Cumhuriyet ahlâki fazilete dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.
********************
Artık hükûmet ile millet arasında mazideki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millettir ve millet hükûmettir. Artık hükûmet ve hükûmet mensupları kendilerinin milletten ayrı olmadıklarını ve milletin efendi olduğunu tamamen anlamışlardır.
********************
Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.
********************
Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlarından mürekkep büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan Cumhuriyetimizin ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun ortadan kaldırılması ile bozulabileceği fikrinde bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır.
********************
Benim naçiz vücudum birgün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşıyacaktır. Ve Türk milleti emniyet ve saadetinin kefili olan prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeğe devam edecektir.
********************
Gelecek nesillerin Türkiye de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla farz etmeyiniz! Bilâkis, Türkiye'nin münevver ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların hakikî zihniyetlerini tahlil ve tesbitte hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.
Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.

M. K. ATATÜRK ile ilgili ibretlik bir anı

M.K. ATATÜRK'le ilgili 
ibretlik bir anı...

Yıl 1934, o dönem Milli Eğitim Bakanlığı Ulus ’tadır. Bakan ise Niğdeli Abidin Özmen ‘dir. Bakan, makamında çalışmaktadır, kapı çalınır. Bakanın gür sesi “giriniz” , Atatürk’ün yaverlerinden biri, yanında iki çocukla makama girerler. Hoşbeşten sonra yaver bey, Bakan Abidin Özmen ‘e bir zarf uzatır. Konuklara yer gösterir ve zarfı açar. Atatürk ‘ten gelen bir mektuptur bu: “ Bay Abidin Özmen, Milli Eğitim Bakanı ... “ Abidin Özmen zarfı özenle açar ve mektubu dikkatle okur: “ Yaver Bey’le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırıp...” Bu Atatürk’ün bir emridir. Kesinlikle yerine getirilecektir. Bakan Abidin Özmen, Orta öğretim Genel Müdürü‘nü çağırtır ve şu direktifi verir: “Yaver Bey’in yanındaki bu iki çocuğun evraklarını alınız ve bu çocukları H.P. Lisesi’ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp, her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının ‘veli ve ödeyen hanesine Atatürk’ün ismini yazdırarak ‘ bana getiriniz” der.
Bakanın emri yerine getirilmiştir. Abidin Özmen de kısa bir mektup yazarak, Yaver Bey’le Atatürk ‘e yollar. Mektubun içeriği şöyle: “Muhterem Atatürk, Yaver Bey’le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkındaki  emirlerinizi aldım. Ancak arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi birisinin bulunduğu için; bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz olarak kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğun da emirleriniz gereği  H.P. Lisesi’ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzları ekte takdim...” .
Atatürk bu mektup üzerine, devrin Başbakanı İsmet İnönü’ye telefon ederek: “Bak “ demiş, “Senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı” diyerek olayı anlatmış. İnönü, Bakanı adına özür diler. Atatürk: “Yok” der, “Özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve gösterebilse...”

* * * * * * * * * * * * 

"Hacı Angı – Eğitimci – 
9 Ocak 2002 – Cumhuriyet"