—1990 sonrası Batı'nın yeni Türkiye politikası fiilen başlatıldı. '1991 'deki Çekiç Güç faciasını, Uğur Mumcu ve Eşref Bitlis suikastları izliyor. Muavenet Zırhlısı resmen vuruluyor. Ve 6 Mart 1995 Gümrük Birliği kancasıyla Türkiye'nin askersiz işgalinde "kurumsal" bir adım atılıyor.
Bu birinci halkadaki amaç Türkiye'nin ulusal refleks gösteren kesimlerinin ve Atatürkçü ordunun yavaş yavaş tasfiyesine girişilmesi.
— İkinci halka 1997 28 Şubat süreciyle başlatılıyor. Türkiye Cumhuriyeti yerine ılımlı İslam devletinin altyapısının hazırlanması, ABD servislerince planlanıyor, belgeleri ortada. (*)
Kimi askerler kullanılarak, "Anti amerikan siyasal İslam ezdiriliyor' ve yerine Amerikancı olanı yavaş yavaş hazırlanıyor.
Bu ikinci halkanın uygulamasında siyasi, iktisadi, sosyal ve askeri öğeler bütünleştirilerek işletiliyor. Batı'nın hedefi şu; Türkiye'de ABD, İngiltere ve İsrail’in Ortadoğu planlarına "mutlak uyum sağlayacak ve emir-komuta zinciri içinde çalışacak" bir yönetim ve altyapı oluşturmak.
Artık sadece "yönetime, istenilen, adamları yerleştirmek yeterli, olmuyor; buna uygun ''sosyoekonomik ve siyasal yapıyı da" oluşturmak zorunluluğu var. Sistemin devamı buna bağlı.
— 2002 sonrasında başlatılan "üçüncü dalga"ya da Amerikanca deyimi olan "kampanya" ile "bütün altyapı ve değerler sisteminin tersyüz edildiği bir düzen hedefleniyor'. Bu, sivil bir darbe sürecidir.
Yoldaki engellerin temizlenmesi gerekiyor. Cumhuriyetin değerleri, Lozan'ın kazanımları, ulus devlet kimliği, üniter yapı ve demokratik tepki potansiyelinin ortadan kaldırılması, istenen bu.
Dinci-Cumhuriyetçi, Türk-Kürt, ulusalcı-küreselci, türbancı-Laik çatıştırmaları bir senaryo yazar gibi hazırlanıp uygulanıyor.
Ilımlı İslam, sihirli formül...
Ilımlı İslam şemsiyesi altında Cumhuriyetin, TSK'nin, çağdaş ve demokratik değerlerin yavaş yavaş tasfiye edilmesi, Batı'nın planlayarak uygulattığı sihirli bir formül gibi:
Kanıtları, bizzat Rand Corporation'ın belgesiyle ortaya çıkmış durumda, kimse inkâr edemiyor. ABD ve AB soğuk savaş sonrasında uygulamaya koydukları politikanın, "üçüncü perdesini" oynatıyorlar.
Sahnedeki "Amerikancı islamı" salonda alkışlayanlar kimler? Liberaller; onlar doğuştan Amerikancı ve kapitalist. "Küreselci sol" çevreler de Amerikancı siyasal islamın destekçileri arasındalar.
Sosyal bir hukuk devletine karşı çıkan sağcısı, muhafazakârı, mafyası da "gün bu gündür" diyerek alkış tutuyorlar.
Büyük çelişki hangisi?
İşin en ilginç yanı katılımcı demokrasiye, sosyal hukuk devletine, çağdaş değerlere karşı olan odaklarırı, "demokrasi ve özgürlük için" diyerek işbirlikçi siyasal islama destek vermeleri. Bunu göz göre göre, bile bile yaptıklarına göre bu çelişkinin arkasında ne var?
— Batılı sömürgecilerin bu furyasında,"banada bir şeyler düşer" beklentisi mi?
— Sömürgeciler adına, "oligarşinin içinde yer tutma telaşı mı?
— Yoksa bugünü kurtarayım, yarın "gün ola harman ola" fırsatçılığı mı?
Bu üç öğe hem ayrı ayrı hem iç içe değerlendirilebilecek niteliktedirler. Ancak "işbirlikçilik, fırsatçılık ve demokrasi karşıtlığı" omurgalarında yer alan ortak öğelerdir.
2008'de ne mi yaşıyoruz?
Yaşadığımız' "karmaşa", üçüncü "kampanyanın" altyapısını hazırlamak için estirilen kargaşadır. Ağırlıklı olarak, dış kaynaklı bir operasyondur.
1991 'de Çekiç Güç'le başlatılan sürecin son halkası olarak planlanmış. Graham Fuller kitabını bile yazmış.
Prof. Fritz Neumark'ın, önsözünü yazdığım ve 2006'da yeniden yayımlanan "Boğaziçi'ne Sığınanlar' kitabında, Türkiye'nin içinde yaşadığı "karmaşa ve karartmayı" anımsatan ilginç şeyler var.(**) 1930'lann faşist Almanyasında insanlar en yakın dostlarından çekinir, korkar hale gelmişler. Telefon etmekten bile kaçınıyorlar.
Fritz Neumark Hitler rejimine karşı, kaçıp Türkiye'ye geliyor. Kimi eski arkadaşları, Hitler'den korkularından onunla ilişkiyi kesiyorlar, mektup bile yazmıyorlar.
Toplumda baskıyla korku, şüphe ve düşmanlık yaratmak, faşizmin kullandığı en önemli silahlardan biridir. Hele bu yöntem bizde olduğu gibi emperyalist dış güçler tarafından körüklenip destekleniyorsa.
……………………………………………………………………………………………
(*) Erol Manisalı, "AKP, Ordu ve Amerika Üçgenindeki Türkiye", Truva, 2008
(**) Prof. Dr. Fritz Neumark, "Boğaziçi'ne Sığınanlar", İÜ iktisat Fakültesi, 2006
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder